14 Aralık 2024 Cumartesi
WhiteBIT TR, kripto ekosistemini 13 Aralık’taki Cryptonight by WhiteBIT TR’de buluşturdu. Etkinlikte kripto sektörünün geleceği, yasal düzenlemeler ve etkileri üzerine sunum ve paneller gerçekleştirildi.
İSTANBUL — Kripto dünyasının heyecan verici yolculuğunda yeni bir sayfa daha açıldı. Kripto borsası WhiteBIT TR, 13 Aralık’taki “Cryptonight by WhiteBIT TR” etkinliği ile yatırımcıları, sektör liderlerini, karar vericileri, kurum ve medya temsilcilerini, işletme sahiplerini bir araya getirdi. Six Senses Kocataş Mansions’da düzenlenen etkinlikte, kripto sektörünün geleceği, regülasyonlar ve etkileri üzerine sunumlar yapıldı, panel oturumları gerçekleştirildi. 200’ü aşkın katılımcı, Türkiye’deki düzenlemeler ve sektörel gelişmeler hakkında bilgi alışverişi yapmak için dinamik bir zeminde buluşurken, sektör uzmanlarıyla yeni bağlantılar kurma fırsatı yakaladı. Kripto ekosisteminin bugününün ve yarının ele alındığı etkinlik partiyle sona erdi.
Bitcoin’de 150 bin dolar beklentisi
Kripto sektörünün kalbinin attığı gecede etkinliğin açılış konuşmasını yapan WhiteBIT TR Yönetim Kurulu Başkanı Emre Yetişkin, “Kripto para sektörü 2024’ü çok hareketli geçirdi. Halving vardı, ardından ABD seçimleriyle piyasada böyle bir yükseliş bekliyorduk. Beklediğimiz oldu, Bitcoin 6 haneli dolar rakamlarıyla konuşuluyor. Bunun da başlangıç olduğu, 150 bin dolar seviyesine geleceği öngörülüyor. Bitcoin seneyi güzel kapattı, 100 bin dolar bandını aştı. Bu çok önemli bir aşamaydı. Şu anda arzı sınırlı, talep devam ediyor. Böyle devam edeceğine inanıyorum. Ama temennim yavaş yavaş artsın diğer para birimlerine de yer versin. Sektör açısından Bitcoin’in 6 haneli rakamlarda seyredip, alt coinlere de fırsat vermesi en olumlu temennimdir” dedi.
Finansın merkezi olma hedefi
Yetişkin, “Bizim için önemli olan SPK’nın yaptığı lisanslama sürecidir. Bu ABD seçimlerinden daha değerlidir. Çünkü artık uzun vadede Türkiye’deki kullanıcıların kripto varlıklarını bankalarda saklayacağını ve lisanslama olacağını gösteriyor. Türkiye’nin Orta Doğu’da konumu önemli, biz de burada finansın merkezi olmayı hedefliyoruz” diye konuştu.
‘SPK düzenlemeleri kripto paraya ilgiyi artıracak’
6 ay içerisinde 100 bin kullanıcıya ulaştıklarını belirten Yetişkin, “Sermaye Piyasaları Kurulu’nun (SPK) yeni düzenlemeleri kripto paralara ilgiyi artıracaktır. Çünkü böylece kurumsal oyuncular kripto para sektöründe rahat işlem yapabilecek. Kripto varlıklarını saklayıp, ticaretini geliştirebilecekler. Bu da sektörü geliştirecek olan bir adımdır. WhiteBIT şu anda lisanslama sürecinde, sermaye artışları, ekip kuruluşu, kripto varlıkların Türkiye’de saklanmasına yönelik anlaşmalar gibi üzerine düşeni yapıyor. Yatırımlarımıza devam edeceğiz. Tabi ki sosyal sorumluluk projelerimiz de olacak. Türkiye’de, Türk anonim şirketi olarak hayatımıza devam edeceğiz. 2025 yılı bizim için önemli, finans sektörü kripto para sektörüne kayıyor. Önümüzdeki yıl da kripto paranın çok fazla konuşulacağını düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
‘Bütçenize göre yatırım yapın’
Yetişkin, “Yatırımcılar bütçelerine göre yatırım yapsın. Risk analizinden sonra kendilerini finanse edebilecekleri şekilde yatırım yapmalarını önerebilirim. Herhangi bir coin alın, satın demiyorum bu doğru olmaz. Herkes biraz birikimini kripto olarak kenara atarsa bence fayda sağlar” dedi.
WhiteBIT TR Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ergün Birol ise “Bu akşam 2 yıl önce yola çıktığımız Türkiye’deki kripto varlık platformu WhiteBIT TR’nin bir anlamda lansmanını yapıyoruz diyebiliriz. Kendi sektörlerinde lider olan kuruluşların yöneticileri, farklı alanlarda sektörün gelişimine katkı sunmak isteyen kişiler ve kurum temsilcilerini ağırlıyoruz. Çıktığımız yolculukta bu piyasada varlığımızı sürdürme niyetimiz, varlığımız, geleceğe bakışımız, piyasadan beklentiler üzerine görüşlerimizi paylaşacağız. Kendimizi anlatmak, kullanıcılar ve iş ortaklığı yapacağımız firma temsilcilerinin görüşlerini almak ve birlikte vakit geçirmek istedik. O nedenle bu geceyi düzenledik” diye konuştu.
‘Türkiye’deki regülasyon ve kanunlara uyum konusunda azami gayret sarf ediyoruz’
Kendilerini rakiplerinden ayıran en önemli özelliklerin başında güven ve hız geldiğini aktaran Birol, “Piyasadaki regülasyonların tanımlanması, düzenlenmesi teknolojinin ötesinde kullanıcıya güven vermesi açısından önemli. Dünyada ve Türkiye’de kripto varlıklara olan ilginin artığını görüyoruz. Bu da sektörün büyümesine, yeni projelerin gelişmesine imkan sağlıyor. Biz de Türkiye’den çıkacak globalde kendine yer edinecek projelere katkı da bulunmak istiyoruz. Teknolojik ve ticari açısından güvenimiz tam. Büyük bir titizlik ve disiplinle Türkiye’de yürürlükte bulunan regülasyon ve kanunlara uyum konusunda azami gayret sarf ediyoruz. SPK’nın yeni düzenlemeler, sektörün gelişimine katkı sağlayacaktır. Zaman içerisinde oluşacak ihtiyaçlara göre SPK’nın gerekli düzenlemeleri yaparak önünü açacağına inanıyorum” ifadelerini kullandı.
Birol, “Türkiye, dijital transformasyon konusunda ve gelişen dünya içerisinde ciddi bir rol oynuyor. Hızlı bir adaptasyon süreci var. Bu anlamda Türkiye’de kripto varlıklara duyarlı olan yatırımcı kesimi oldukça geniş. Biz de çalışmalarımızı bu yönde yapıyoruz. Ülkemiz kripto varlıkların gelişimine katkı sağlayan önemli ülkelerden biri. Dolayısıyla burada faaliyetlerimize devam edeceğiz” dedi.
‘Türkiye bu sektörde gerçek bir lider konumunda’
Türkiye’nin kripto varlık ekosistemindeki önemini vurgulayan WhiteBIT CEO’su Volodymyr Nosov da etkinliğe video konferansla katıldı. Nosov mesajında şu ifadelere yer verdi:
“Bu yıl WhiteBIT’teki işlem hacmi 2,3 trilyon dolar gibi inanılmaz bir tutara ulaştı. Buna en önemli etken güvenlik açısında dünyanın en güvenli birinci borsası olarak bilinmemizden olabilir. Bizi gerçekten gururlandıran şey blok zinciri ve kripto para alanında muazzam bir potansiyele sahip Türkiye’de elde ettiğimiz ortak başarıdır. Türkiye bu sektörde gerçek bir lider konumunda. Stabil kripto para işlem hacminde birinci sırada. MENA bölgesindeki en büyük kripto pazarı olarak kripto ekosisteminde ise liderler arasında en büyük 7 pazar arasında. Yalnızca 6 ay içerisinde 100 bin yeni kullanıcı ailemize katıldı. Kullanıcılarımıza 330’dan fazla dijital varlık ve 440 işlem çifti sunuyoruz. En büyük Türkiye bankalarıyla stratejik ortaklık kurduk. Trabzonspor’a resmi sponsor olduk. Bu sadece bir başlangıç, gelecekte yeni projeler, başarılar ve yeniliklerin olacağına güvenimiz tam.”
Etkinliğin kapanış konuşmasını gerçekleştiren WhiteBIT Vice President Alexei Kovalov, kripto ekosistemine dair şu sözleri kaydetti:
“Türkiye, kripto varlık piyasasında büyük bir ülke. Birçok aktif uygulama ve kullanıcı var. Şunu biliyor musunuz? Türkiye’de nüfusun yüzde 43,2’si kripto para kullanıcısı. Biz de iş birliklerini geliştirmeyi hedefliyoruz.”
Ülkemizdeki değerli eğitimciler, hem bugünün hem de geleceğin dünyasına hazır bireyler yetiştirmek için kolları sıvadı. Son olarak 30 yıllık birikimini Türkiye ve yurt dışındaki en iyi okullara öğrenci yetiştirmek amacıyla hizmete dönüştüren eğitimci Ali Koç, Bodrum’da kurduğu köy okulunda, Türk ve dünya eğitim sistemleriyle uyumlu akademik programını uygulayarak öğrencilerini geleceğe hazırlıyor.
İSTANBUL — Günümüz koşullarında başarı olmanın yolu çocukların erken yaşlarda attığı adımlara bağlıyken, Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu yıl okul öncesi ve ilkokullarda uyguladığı Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’yle birlikte öğrenciler 21. yüzyıl becerilerini kazanarak geleceğe hazırlanıyor. Öğrencileri dünya vatandaşı olarak yetiştirmeyi hedefleyen eğitimciler ise yerli modelleri global eğitim sistemleriyle harmanlayarak Türkiye’nin kırsallarına taşıyor. 30 yıllık birikimini Türkiye ve yurt dışındaki en iyi okullara öğrenci yetiştirmek amacıyla hizmete dönüştüren eğitimci Ali Koç, Muğla’nın incisi Bodrum’da kurduğu Zeytin Ağacı Okulu’nda Türk ve dünya eğitim sistemleriyle uyumlu akademik programını uyguluyor.
“Okuldaki herkes küçük bir topluluk olmayı öğreniyor”
Kesintisiz eğitim ilkesini savunarak kurduğu köy okulunda fen bilimlerinden İngilizceye kadar yoğun bir akademik program uyguladığını belirten Zeytin Ağacı Okulu Kurucusu Ali Koç, “Son yıllarda büyük şehirlerden daha küçük ve yeşil yaşam alanlarına doğru bir tersine göç yaşanıyor. Özellikle de çocuklarını sağlıklı ve huzurlu ortamlarda yetiştirmek isteyen aileler, şehrin zorlu ve stresli yaşam koşullarından uzaklaşıp Bodrum gibi beldelere yerleşmeyi tercih ediyor. Genellikle yüksek eğitim düzeyine sahip bu aileler, çocuklarının alacağı eğitimi de önemsiyor. Ben de ‘Bir çocuğun ilkokul ve ortaokul aldığı eğitim, daha sonra gitmek istediği her okula ulaşabilir ve uyum sağlanabilir nitelikte olmalıdır’ ilkesinden hareketle kurduğum Zeytin Ağacı Okulu ile bu ihtiyaca cevap olmayı amaçlıyorum. Çocukları doğadan, yaşadıkları çevreden, ait oldukları küçük topluluk içinde kuracakları sıcak ilişkilerden koparmadan, globalde de geçerliliği olan bir eğitim veriyorum” diyerek okulu hakkında bilgileri paylaştı.
Kurduğu eğitim köyünün en önemli özelliğinin öğretmenden rehberliğe tüm eğitimcilerin, özellikle de okul müdürünün kampüsteki tüm öğrencileri yakından tanıması olduğunun altını çizen Ali Koç’tan edinilen bilgilere göre, yoğun akademik programına rağmen kampüste bir köy havası yaşanıyor. Bodrum’un iklim koşullarına göre bazı dersler açık havada işleniyor. Öğrenciler öğle yemeğinde kendi yetiştirdikleri ya da bahçedeki ağaçlardan topladıkları meyve ve sebzelerden besleniyor. Öğretmeninden öğrencisine, mutfağından bahçesine kadar herkesin birbirini isimleriyle tanıdığı okulda küçük bir topluluk olmayı öğreniyor.
Ebeveyn Akademisi ile çocuklardan önce aileleri eğitim alıyor
Zeytin Ağacı Okulu’nun tam kapasitesine eriştiğinde bile sadece 200 çocuğun eğitim aldığı köy nitelikli bir kampüs olması hedefleniyor. Bodrum’da kurulan eğitim köyü, aynı zamanda bulunduğu bölge için de kültürel merkez olma özelliği taşıyor. Okulun bahçesinde bulunan taş bina, “SCHOLAE” adı altında bölgenin sanatçılarının, meslek erbaplarının ve bilim insanlarının bir araya geldiği, öğrenme amaçlı bir buluşma alanı olarak değerlendiriliyor.
SCHOLAE’nin ilk öğrencilerinin, okula kayıt yaptıran çocukların anne ve babaları olduğunu söyleyen Zeytin Ağacı Okulu Kurucusu Ali Koç, “Katılımcılar, Ebeveyn Akademi’sinde Prof. Dr. Ayşe Bilge Selçuk ile birlikte yaz aylarından bu yana ebeveynliğin incelikleri üzerine çalışıyor. Sonraki yıllarda da kayıt yaptıran her ebeveyn için beslenmeden, sağlıklı dijital alışkanlıkların geliştirilmesine kadar her konunun işlendiği eğitimler gerçekleştirilecek” diyor. Her şeyden önce eğitimci olduğuna dikkat çeken Ali Koç, “İnsanlığın daha iyi, daha mutlu bir toplum olma idealiyle kendine vermiş olduğu kıymetli ve kadim bir hediye olduğuna inanıyorum. Bugün dünyanın dört bir yanında öğrenme aşkıyla yola çıkan her eğitimci, aslında aynı kadim kökten besleniyor. Bugüne kadar pek çok okulun kuruluşunda rol almış bir kurucu olarak, daima ülkemdeki ihtiyaca kulak verdim. Kendi okulumu da bu zamanın ihtiyaçlarına göre tasarladım” diyerek sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Bodrum’un yerel özelliklerinden beslenen ama öğrencisini Türkiye’nin ve dünyanın en iyi okullarına gidebilecek standartlarda yetiştiren bir okul kurdum. Eğitime dair tüm bilgi ve deneyimini aktardığım Zeytin Ağacı Okulu’nun kurucusu olmaktan gurur duyuyorum. İlk ve en uzun süreli öğrencisi de ben olacağım. Öğrenme; tutkuyla çıkılan, yer yer zorluklarla karşılaşılan ve her zorlukla daha da çok öğreten akademik ve kişisel gelişimin iç içe geçtiği bir yolculuktur. Zeytin Ağacı da hayalini kurduğum ilk günden bugüne kadar bize çok şey öğreten, öğrenme aşkı, yaşama sevinci ve sürprizlerle dolu bir yolculuk oldu, olmaya da devam edecek.”
1940’lardan bu yana dünyanın en yaygın kullanılan psikolojik testlerinden birine dönüşen Myers-Briggs kişilik testinin sonuçlarına göre kişilik tiplerinin dil öğrenme başarısına etkisi araştırıldı. Buna göre dil öğrenmede en başarılı kişiliklerin ENFJ, ENTJ ve ENTP olduğu görüldü.
İSTANBUL — 44 binden fazla nitelikli dil öğretmeniyle dünyanın dört bir yanından dil öğrenmek isteyenleri bir araya getiren, 10 yıllık geçmişiyle öne çıkan Preply, yeni bir araştırma yayımladı. Dil, kültür ve öğrenme odaklı son araştırmasında Preply, 1940’lardan bu yana dünyanın en çok kullanılan psikolojik araçlarından birine dönüşen Myers-Briggs kişilik envanterinin önerdiği 16 farklı kişilik tipinin, yabancı dil öğrenme başarısına etkisini araştırdı. İngilizce öğrenen 1.000 kişiyle yapılan ve akademik literatürden de yararlanılan araştırma, kişilik tiplerinin öğrenme süreçlerine doğrudan etkisi olduğunu ortaya koydu.
Preply internet sitesinde Türkçe olarak yayımlanan araştırmaya, “İçe dönük biri, dışa dönük bir başkasıyla aynı şekilde mi öğrenir? Lider kişilik tipine sahip kimselerle girişimci karakter özellikleri sergileyenlerin öğrenme süreçleri nasıl farklılaşır? Kişilik tipleri nelerdir ve öğrenme sürecine nasıl etki eder?” gibi sorularla başlandı. Kişiselleştirilmiş dil öğrenme deneyimleri konusunda uzman Preply’nin akademik kaynakların yanı sıra Eylül 2024’te düzenlediği bir anketle desteklediği rapor; algılama, bilgi işleme, karar alma ve yönetme becerilerinden hareketle tanımlanan 16 farklı kişilik tipinin, öğrenme süreçlerindeki başarıyla organik ilişkisini açığa çıkardı.
Dil öğrenmede en başarılı kişilik tipleri belli oldu
Tüm dünyada yaygın olarak kabul edilen, Türkiye’de en az 8 milyon kez çözüldüğü bilinen Myers-Briggs Kişilik Tipi Göstergesi’nin (MBTI) referans alındığı araştırma, şeffaf bir metodolojiyle kişilik tiplerinin öğrenmeye etkisini puanladı ve kişilik tipleri, dil öğrenmedeki başarılarına göre sıralandı. Bireyleri içe dönüklük / dışa dönüklük, duyumsama / sezme, düşünme / hissetme ve yargıya varma / algılama tercihleri üzerinden değerlendiren testi çözen 1.000 Preply online İngilizce kursu öğrencisine çeşitli sorular yöneltildi. Anket sonuçları, Protagonist / Önder (ENFJ), Buyurucu / Komutan (ENTJ) ve Tartışmacı (ENTP) kişilik tipine sahip olanların, dil öğrenmede en başarılı olanlar olduğunu gösterdi.
Myers-Briggs’in genele en çok uygulanabilen ve erişilebilir kişilik testi olduğuna dikkat çeken araştırmada, ENTJ, ENTP gibi kavramların anlamı ve Myers-Briggs’in önerdiği 16 kişilik tipinin özellikleri de ayrıntılı bir biçimde açıklandı. Preply’nin araştırmasına göre liderlik özellikleri baskın olan, dışa dönük, araştırmacı, sezgilerinden güç alan, analitik kabiliyetleriyle öne çıkan, planlı, mükemmelliğe önem veren kişiliklerin, yabancı dil öğrenmede daha başarılı olduğu görüldü. Bu kapsamda, Myers-Briggs kişilik testine göre ENFJ, ENTJ ve ENTP karakterlerinin her birinin bu ortak özellikleri paylaştığı belirtildi.
“Kaşifler” dil öğrenmekte zorlanıyor
Araştırma yazarları, akademik referanslarla da destekledikleri çalışmada, MBTI olarak anılan kişilik testinin bireylerin yeni bilgi ve görevlerle etkileşim kurma biçimlerinin, sahip oldukları kişilik özelliklerine göre şekillendiğini öne sürdüğüne dikkat çekti. Araştırma, içe dönük kimselerin dil öğrenmenin okuma / yazma gibi kategorilerinde daha iyi puanlar aldığı, dışa dönük kimselerin ise etkileşime dayalı öğrenme yöntemlerinde daha iyi performans gösterdiği yönündeki örneklerle desteklendi. Bazı kişilik özelliklerinin yabancı dil öğrenme sürecini kolaylaştırdığı, bazı özelliklerin de zorlaştırdığının vurgulandığı araştırma kapsamında yabancı dil öğrenme sürecindeki başarısı diğerlerine göre daha az olan kişilik tiplerinin, ‘Kaşifler’ grubu altında sıralanan ISTP, ISFP ve ESTP olduğu ortaya çıktı.
Araştırma yazarları, bu kişileri genellikle yeni şeyler denemekten kaçınmayan, aynı anda birden fazla şeyle ilgilenme kapasitesine sahip ve kendi kendine hareket eden bireyler olarak tanımladı.
Çalışmada, öğrencilerin kişilik tiplerini bilmenin, öğrenme süreçlerinin nasıl tasarlanması gerektiğine dair hem öğrenciler hem de öğretmenler için yol gösterici olduğuna dikkat çekildi.
“Kişiliğini kucakla, öğrenmeye başla”
44 bini aşkın dil öğretmeniyle İngilizce konuşma pratiği başta olmak üzere onlarca dilde ihtiyaca yönelik online dil kursları sunan Preply’nin kişilik tiplerinin dil öğrenmeyle ilişkisine dair araştırması, her öğrencinin güçlü ve zayıf yönlerini bilerek hareket etmesi gerektiği yönündeki tavsiyeyle tamamlandı.
Araştırmanın temel amacını öğrencileri güçlü yanlarını ve gelişime açık yönlerini keşfederek, ihtiyaçlarını daha net bir biçimde belirlemeye teşvik etmek olarak özetleyen araştırmacılar, kişiselleştirme olanağı sunan Preply gibi platformların, kendisini tanıyan öğrencileri en kısa sürede en iyi sonuca ulaştırabileceğini vurguladı. Preply’de kullanıcıların; konuşma pratiğinden sosyal öğrenmeye, konuşma kulübü uygulamalarından yazma, okuma ve kelime dağarcığı aktivitelerine, öğrencinin ihtiyaçlarına göre kişiselleştirilmiş yabancı dil öğrenme olanaklarından yararlanabildiği bahsedildi. Araştırma, “Kişiliğini kucakla, öğrenmeye başla” mesajıyla noktalandı.
Yoğun rekabet ortamıyla dinamik bir yapıya evrilen gayrimenkul sektörü, hem yatırımcılar hem de genç girişimciler için giderek karmaşık hale geliyor. 20 yıla dayanan deneyim ve bilgi birikimini “Biraz Benden Biraz Mülkten” adlı kitabıyla taçlandıran Re/Max 7Tepe Ofisi’nin Sahibi Hasan Can, bu yolculuğun her adımını paylaşarak okurlara hem ilham veriyor hem de yol haritası çiziyor.
İSTANBUL — Günümüzde sürekli değişen piyasa koşulları, yeni teknolojiler ve yoğun rekabet ortamıyla dinamik bir yapıya evrilen gayrimenkul sektörünün bu büyümesiyle birlikte hem yatırımcılar hem de girişimciler için karışıklıkları beraberinde getirdi. Karar süreçlerinde nelere dikkat edilmesi ve hangi fırsatları değerlendirmeleri gerektiği konuları en büyük endişelerden birine dönüştü. 20 yıla dayanan deneyim ve bilgi birikimini “Biraz Benden Biraz Mülkten” adlı kitabında bir araya getiren Re/Max 7Tepe Ofisi’nin Sahibi Hasan Can, bu yolculuğun her adımını paylaşarak okurlara hem ilham veriyor hem de yol haritası çiziyor.
Lansman ve imza gününde sektör temsilcileri ve okurların yoğun ilgisiyle karşılaşan Re/Max 7Tepe Ofisi’nin Sahibi Hasan Can, “Erzurum’da başlayan yolculuğumun gayrimenkul sektöründe zirveye ulaşması ve kazandığım ödüllerle taçlanması, benim için büyük bir gurur kaynağı. Kitabımla, bu yolculuğun her aşamasını, azim ve tutkuyla alınan kararların sonuçlarını okurlarla buluşturdum. Kitapta yalnızca kişisel hikayemi değil, sektörel ipuçlarını ve genç girişimciler için yol gösterici başarı sırlarımı da paylaştım. Yıllar içinde biriken deneyimlerimin başkalarına ilham vermesini umuyorum. Bu eserle, gayrimenkul sektöründe doğru adımlar atmak isteyenlere rehberlik etmek istedim” dedi.
“Kitabım azim ve cesaretle başarıya ulaşmak isteyenlere rehberlik ediyor”
Kitabında gayrimenkul sektörünün dinamizmi ve zorluklarının, kendi deneyimleri ışığında okuyuculara aktardığını dile getiren Hasan Can, “Bu eser, yalnızca sektöre yeni adım atanlar için değil, azim ve cesaretle başarıya ulaşmak isteyen herkes için bir rehber niteliği taşıyor. Bugün bu lansmanda bir arada olmak benim için büyük bir mutluluk. Bu kitabı yazarken, genç girişimcilere yol gösterecek ve onlara ilham verecek bir kaynak sunmayı hedefledim. Gayrimenkulde başarının anahtarı bilgi, azim ve sürekli yenilenmektir. Bu yolculuğa çıkmak isteyen herkese, kitapta paylaştığım tecrübelerimin faydalı olmasını diliyorum” şeklinde konuştu.
“Kitabımın geliriyle emlak yönetimi okuyan öğrencilere burs desteği vereceğim”
“Gayrimenkul sektöründeki 20 yıllık kariyerimde kazandığım birincilikler, uluslararası ödüller ve ‘Dünyanın En İyi Emlakçısı’ olarak anılmam, bu yolculuğun yalnızca bir parçasını oluşturuyor” diyen Re/Max 7Tepe Ofisi’nin Sahibi Hasan Can, “Kitabım, sektöre dair özgün bir rehber olmasının yanı sıra, kişisel deneyimlerin başarıyla harmanlandığı bir eser olarak öne çıkıyor. Kitaptan elde edilen gelirle, üniversitelerde emlak yönetimi bölümü okuyan 20 öğrenciye burs desteği sağlayacağımızı paylaşmaktan da mutluluk duyuyorum. Gençlerin eğitimine ve geleceğine katkıda bulunarak onlara ilham olmayı sürdürebilmeyi umuyorum” ifadelerini kullandı.
“Gayrimenkul sektöründe doğru adımlar atmak isteyenlere rehberlik ediyorum”
Re/Max 7Tepe Ofisi’nin Sahibi Hasan Can sözlerini şöyle tamamladı: “Tüm deneyimlerimi, sektörel bilgileri ve başarı sırlarımı okuyucularla paylaşmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Yol ve köprü gibi projelerin sadece arsa ve arazilere değer katmadığını, aynı zamanda bölgelere medeniyetin ulaşmasını sağladığını her fırsatta vurguluyorum. Su kenarlarının kıymeti, gayrimenkul yatırımlarında her zaman belirleyici oldu. Bu eser, gayrimenkul sektöründe doğru adımlar atmak isteyenlere rehberlik ederken, aynı zamanda sektöre yeni başlayanlar için ilham kaynağı olmayı hedefliyor.”
2025 yaklaşırken siber güvenlik dünyası da gelişmiş teknolojiler, giderek karmaşıklaşan siber tehditler ve kurumların dijital varlıklarını koruma konusundaki değişen ihtiyaçlar doğrultusunda köklü bir dönüşüm yaşamaya hazırlanıyor. Yeni Nesil Veri Kaybı Önleme (DLP) çözümlerinin önde gelen sağlayıcılarından biri olan Zecurion, güvenliği güçlendirme ve riskleri minimize etme stratejilerine odaklanarak 2025’e yönelik beş kritik öngörüsünü paylaşıyor.
Üretken Yapay Zeka (AI) Konusunda Dikkatli Olun: Paylaştıklarınızı Koruyun
ChatGPT ve Google Gemini gibi üretken yapay zeka (AI) araçları, üretkenlikte devrim yaratırken yeni güvenlik açıklarını da beraberinde getiriyor. AI platformlarına girilen veriler yanlışlıkla depolanabilir, yeniden kullanılabilir ve yetkisiz erişime maruz kalabilir. İşte bu sebeple kurumların, güçlü AI kullanım politikalarını devreye alması ve çalışanlarını bu araçlarla etkileşimde hassas bilgileri paylaşmamaları konusunda bilinçlendirmesi kritik önem taşıyor.
Siber suçluların yapay zekayı kullanarak saldırıları otomatikleştirmesi, kimlik avı kampanyaları ve deepfake içerikler oluşturması gibi durumların, 2025’te veri ihlali riskini daha da artırması bekleniyor. Zecurion, yapay zekanın güvenli şekilde benimsenmesi için kurumsal onaylı AI çözümlerine geçilmesini ve kapsamlı veri koruma önlemlerinin uygulanmasını öneriyor.
Veri Güvenliği Duruş Yönetimi (DSPM): Proaktif Bir Yaklaşım Gerekliliği
Veri Güvenliği Duruş Yönetimi (DSPM), günümüzün bulut odaklı dünyasında hassas verilerin korunmasında kritik bir siber güvenlik stratejisi olarak öne çıkıyor. Gerçek zamanlı veri keşfi, sınıflandırma ve otomatik düzeltme yeteneklerini bir araya getiren DSPM, kuruluşların güvenlik açıklarını proaktif ve etkili bir şekilde yönetmelerine olanak tanıyor. Veri ihlallerini önlemek ve güvenlik duruşunu güçlendirmek isteyen kurumlar için DSPM çözümlerine olan ihtiyaç, önümüzdeki dönemde giderek artacak. Zecurion, DSPM’nin işlevselliğini, Hizmet Olarak Altyapı (IaaS), Hizmet Olarak Platform (PaaS) ve Hizmet Olarak Yazılım (SaaS) ortamlarında veri güvenliğine benzersiz bir görünürlük sunan kendi Veri Merkezli Denetim ve Koruma (DCAP) çözümlerine benzetiyor. Kurumlar veri ihlallerini önlemeyi ve güvenlik duruşlarını güçlendirmeyi hedefledikçe DSPM çözümlerine duyulan ihtiyacın da artacağı belirtiliyor.
Gizliliği İhlal Edilmiş Kimlikler ve Kimliğe Bürünme Tehdidi Artıyor
Hibrit çalışma ortamlarının norm haline gelmesiyle, kimliklerin tehlikeye atılması ve kimliğe bürünme saldırılarının artacağı öngörülüyor. Siber suçluların, finansal dolandırıcılık, kimlik hırsızlığı ve sistemlere yetkisiz erişim için çalıntı kimlik bilgilerini her zamankinden daha fazla kullanmaları bekleniyor. Bu tehditle mücadele etmek için Zecurion, kimlik tabanlı tehditlerin tespit ve önlenmesinde çok faktörlü kimlik doğrulama, güçlü erişim kontrolleri ve sürekli izleme gibi yöntemlerin benimsenmesini öneriyor.
Zecurion CEO’su ve Kurucu Ortağı Alexey Raevsky konuyla ilgili, “Siber suçlular, sosyal mühendislik tekniklerini ve çalıntı kimlik bilgilerinden yararlanma yöntemlerini sürekli geliştiriyorlar. Bu da kimlik koruma stratejilerini güçlendirmeyi kurumlar için hayati bir öncelik haline getiriyor” dedi.
Yeni Nesil Güvenlik Duvarları (NGFW): Ağ Perimetrelerinin Güvenliğini Sağlama
Geleneksel güvenlik duvarları, modern siber güvenlik tehditlerine karşı artık yetersiz kalıyor. Bu bağlamda 2025 yılında Yeni Nesil Güvenlik Duvarları (NGFW’ler), derin paket denetimi, izinsiz giriş önleme ve gelişmiş tehdit istihbaratını bir araya getiren yetenekleriyle siber savunmada kritik bir rol oynayacak. Zecurion, sıfırıncı gün tehditleri ve kötü amaçlı yazılımlara karşı üstün koruma sağlayan yenilikçi NGFW çözümünü piyasaya sunmayı hedefliyor.
İçeriden Gelen Tehditlere Karşı Koruma: Şirket İçi Siber Güvenlik Olaylarının Önlenmesi
İç tehditler, siber güvenlik dünyasında en sık göz ardı edilen risklerden biri olmaya devam ediyor. Zecurion’un kapsamlı içeriden tehdit koruma çözümleri, kullanıcı davranışını ve veri erişimini gerçek zamanlı olarak izleyerek kazara ya da kötü niyetli ihlalleri önlemeye yardımcı oluyor. “Bir içeriden tehdidin siber güvenlik krizine dönüşmesini beklemeyin. Proaktif çözümler hayati önem taşıyor,” hatırlatmasını yapıyor Alexey Raevsky. Zecurion’un içeriden tehditlere karşı koruma platformu, 10 kullanıcıdan 200.000 kullanıcıya kadar ölçeklenebilir çözümler sunarak her büyüklükteki işletmenin güvenlik ihtiyaçlarını karşılıyor.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.