Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı’nda (SETA) Araştırmacı Prof. Dr. Ferhat Pirinççi, Rusya’nın Ukrayna’ya başlattığı harekatı değerlendirdi. Pirinççi, Rusya’nın, Ukrayna’yı işgal etmesinin tek başına 3’üncü Dünya Savaşını çıkarmayacağını; ancak uluslararası sistemin gelişiminde ciddi dönüm noktası olacağını söyledi. Pirinççi, Rusya-Ukrayna savaşının Türkiye’yi kısa vadede etkileyeceğini belirterek, “Şu anda bile etkisi görülmeye başlandı; başta ekonomik ve enerji alanı olmak üzere. Kısa vadede Türkiye gibi birçok devleti etkileyecek. Türkiye’nin buradaki özel durumu elinde çok sayıda kartının bulunması ve süreci ayrıştırarak götürmesi. Türkiye şu ana kadar başarılı bir şekilde götürdü. Bir yönüyle Türkiye, Ukrayna ilişkilerini iyi bir şekilde yönetti. Diğer yönüyle Türkiye, Rusya ile ilişkilerini iyi bir şekilde yönetti. Aynı zamanda elindeki boğazlar yetkisini ve NATO üyelik kartını da masaya tam olarak koymasa bile hissettirdi” dedi.
Prof. Dr. Pirinççi, tansiyonun bir an önce dindirilmesi ve istikrarın sağlanmasının Türkiye’nin çıkarına olduğunu vurgulayarak, “Karadeniz havzasındaki istikrarsızlık ve Rusya’nın gücünün artması Türkiye’nin de çok arzu edeceği bir şey değil. İstikrarsızlığın ötesinde Rusya’nın son dönemlerde Karadeniz’de artan bir güç projeksiyonu var. Bu güç projeksiyonu Türkiye tarafından arzu edilen bir şey değil ama bunun diplomatik yollar dışında askeri yöntemlerle ve özellikle çatışma gibi yolla dengelenmesi Türkiye’nin arzu etmeyeceği bir şey. Şimdilik Türkiye opsiyonlarını değerlendiriyor, krizin gidişatına bakıyor ama krizin gidişatına göre de hamlelerde bulunacak. Bu hamleler de çok çeşitli hamleler; ama ben kısa vadede bazı olumsuz etkiler olmakla beraber orta ve uzun vadede Türkiye açısından riskler kadar fırsatların da olduğunu ve bu fırsatların özellikle başta enerji alanında Türkiye’nin jeostratejik etkisi anlamında artacağını ve olumlu anlamda katkı yapacağını düşünen taraftayım” diye konuştu.
Prof. Dr. Pirinççi, Ukrayna’nın Türkiye’ye yardım çağrısında bulunması ile ilgili, “Ben açıkçası o yardım çağrısını çok fazla anlamıyorum, anlamakta zorlanıyorum. Evet, Türkiye Montrö Sözleşmesi’nde çok büyük etkileri sahip. Dolayısıyla boğazları açıp kapatma yetkisinde çok yüksek etkilere sahip. Boğazları açıp kapatma yetkisini belli koşullar altında gerçekleştirebilir. Unutmamak gerekir ki Rusya Karadeniz’e kıyıdaş bir devlet yani 3’üncü bir taraf değil. Karadeniz’e kıyıdaş bir devletin Türkiye ile savaş veya yakın savaş tehlikesi içinde olmadığı sürece belli şartlar altında boğazları kullanabilmesi, Türkiye’ye bildirim yaparak boğazlardan geçmesi gayet mümkün. Türkiye net bir tavır veya Ukrayna’nın yanında yer alırsa veya NATO bir operasyon yaparsa ya Türkiye bireysel olarak ya da NATO bağlamında bir ortak harekat kararı alırsa işte o zaman Montrö Boğazlar Sözleşmesi çerçevesinde boğazları kapatma yetkisini kullanma ihtimali ortaya çıkar” dedi.
Prof. Dr. Pirinççi, bu yetkiyi kullanmanın da bazı sonuçları olacağını kaydederek, “Açıkçası ben bu aşamada Ukrayna tarafının sürekli olarak bunu dile getirmesini çok doğru bulmuyorum. Çünkü Ukrayna’ya siyasi ve lojistik anlamda da en fazla destek veren devletlerden bir tanesi de Türkiye. Türkiye’nin Montrö Sözleşmesi konusunda şu aşamada atacağı adımın Ukrayna’ya bir faydası olmayacaktır. Tam aksine Türkiye’nin şu anda tarafları ayrıştırarak yaptığı yaklaşımı zedeleyecek bir yaklaşım olacaktır. Ben şu anda Ukrayna’nın yardım talebini gerçekçi ve yerli bulmuyorum, yersiz buluyorum” diye konuştu.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.