Jeologlar, yerkabuğundaki doğal hidrojenin, özellikle dağ sıraları gibi belirli bölgelerde büyük miktarlarda bulunduğunu keşfettiler. Bu hidrojen, doğal olarak oluşan ve “jeolojik” hidrojen olarak da bilinen beyaz hidrojen olarak adlandırılıyor.
Beyaz hidrojenin keşfi, 1987’de Mali’de tesadüfen gerçekleşti. Bu keşiften sonra ABD, Avustralya ve Fransa gibi ülkelerde de beyaz hidrojen bulundu. Ancak bu yakıtın büyük ölçekli enerji üretimi için yeterli miktarda bulunup bulunamayacağı uzun süre belirsizliğini korudu.
Beyaz hidrojen, özellikle havacılık ve çelik üretimi gibi yüksek enerji tüketen sektörler için önemli bir alternatif olabilir. Doğal olarak oluşan beyaz hidrojen, çevreye dost bir enerji kaynağı olarak değerlendiriliyor ve enerji sektöründe büyük bir dönüşüm potansiyeline sahip.
Jeologlar, beyaz hidrojenin oluşum sürecini araştırırken özellikle “serpantinizasyon” adı verilen bir sürece odaklandılar. Bu süreçte, Dünya’nın mantosundan gelen demir açısından zengin kayalarla suyun etkileşime girerek hidrojen ürettiği tespit edildi. Bu doğal süreçler, hidrojenin büyük ölçekli bir enerji kaynağına dönüşebileceğini gösterdi.
Uzmanlar, beyaz hidrojenin enerji sektöründe önemli bir yere sahip olabilmesi için çeşitli engellerin aşılması gerektiğini belirtiyorlar. Güvenilir çıkarım yöntemlerinin geliştirilmesi, depolama ve taşıma altyapısının oluşturulması gibi adımların atılması gerekiyor. Ancak beyaz hidrojenin geleceği parlak olabilir ve enerji sektöründe önemli bir değişim başlatabilir.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.