Avrupa Birliği’nden gelen TPO yasağı, jel ojelerin geleceğini baştan yazıyor. Tırnaklarımızın sağlığını doğrudan ilgilendiren bu kritik değişim, güzellik sektörünü dönüşümün eşiğine getiriyor. Jel ojelerin pırıltılı dünyasına hoş geldiniz! Parlak bitişleri, uzun ömürlü kalıcılıkları ve sayısız renk seçeneğiyle vazgeçilmezimiz oldular, değil mi? Ancak tırnak sanatının bu gözde ürünleri için Avrupa Birliği’nden gelen yeni bir…
Avrupa Birliği’nden gelen TPO yasağı, jel ojelerin geleceğini baştan yazıyor. Tırnaklarımızın sağlığını doğrudan ilgilendiren bu kritik değişim, güzellik sektörünü dönüşümün eşiğine getiriyor.
Jel ojelerin pırıltılı dünyasına hoş geldiniz! Parlak bitişleri, uzun ömürlü kalıcılıkları ve sayısız renk seçeneğiyle vazgeçilmezimiz oldular, değil mi? Ancak tırnak sanatının bu gözde ürünleri için Avrupa Birliği’nden gelen yeni bir düzenleme, güzellik dünyasında büyük bir dönüşümün fitilini ateşledi. Sektör, yeni bir dönemin eşiğinde ve bu değişim tırnaklarımıza sürdüğümüz ojelerin formülasyonlarına kadar uzanıyor.
TPO’ya veda: Neden ve nasıl?
1 Eylül itibarıyla, Avrupa Birliği’nde jel ojelerin Ultraviyole (UV) ışığıyla sertleşmesini sağlayan ve “fotobaşlatıcı” olarak bilinen TPO (Trimetilbenzoil Difenilfosfin Oksit) maddesinin kullanımı yasaklandı. Neden mi? İnsan sağlığı üzerinde potansiyel riskler taşıdığına dair endişeler! Avrupa Komisyonu’nun 12 Mayıs’ta aldığı bu karar, “ihtiyati tedbir yaklaşımıyla” hızla yürürlüğe girdi.
Bu düzenleme, özellikle güzellik merkezlerinde popüler olan kalıcı ve jel oje uygulamalarını doğrudan etkiliyor. Müşteriler “Artık jel oje yaptıramayacak mıyız?” diye sorarken, uygulayıcılar “Hangi alternatifleri kullanacağız?” sorusuyla karşı karşıya kalıyor. AB ise bu hamlenin temel amacının, kozmetik ürünlerinde daha güvenli içeriklerin kullanımını teşvik etmek olduğunu vurguluyor. Sağlık ve güzellik arasındaki denge, yeniden kuruluyor.
Türkiye’den öncü bir hamle: Momo Professional farkı
Peki, bu küresel değişim rüzgarı Türkiye’yi nasıl etkiliyor? Türkiye’de henüz TPO yasağı yürürlüğe girmeden bile sektörün öncü isimleri adımlarını attı! Momo Professional Kurucusu Liudmyla Zırh, bu dönüşümün ön saflarında yer aldıklarını açıklıyor:
“Güzellik sektöründe her zaman daha sağlıklı ve güvenli çözümler geliştirmeyi öncelikli hedefimiz olarak kabul ediyoruz. Türkiye’de henüz yasaklanmamış olmasına rağmen, Avrupa Birliği Komisyonu’nun 12 Mayıs’taki duyurusunu da dikkate alarak TPO’suz içerik çalışmalarına başlamıştık.” Bu açıklama, hem sektördeki sorumluluk bilincini hem de geleceğe yönelik vizyonunu ortaya koyuyor. Momo Professional gibi markalar, yasal zorunluluklar gelmeden çok önce, tüketicilerinin sağlığını merkeze alarak proaktif davranıyor.
“Kalıcı güzellik, ancak güvenlik ve sağlıkla birlikte anlam kazanıyor”
Bu yasak, jel oje devrinin sonu anlamına gelmiyor; aksine, daha yenilikçi ve güvenli formüllerin kapısını aralıyor. Sektör, TPO içermeyen, ancak aynı kalıcılık ve parlaklığı sunan yeni nesil fotobaşlatıcılar veya farklı kimyasal yaklaşımlar üzerinde yoğunlaşıyor. Momo Professional Kurucusu Liudmyla Zırh,
“İnsan sağlığını merkezine alan içerikler geliştirmeye devam ederken, kalıcı ojelerimiz başta olmak üzere ürünlerimizi TPO’suz formülle üretmeye başladık. Çünkü bizim için kalıcı güzellik, ancak güvenlik ve sağlıkla birlikte anlam kazanıyor. Bizim için en değerli şey, kadınların kendilerini güzel ve aynı zamanda güvende hissetmeleri. O yüzden başta ojelerimiz olmak üzere, tüm ürünlerimiz artık sadece uzun süre kalıcılık odağıyla sınırlı kalmıyor. TPO’suz ve sağlığınızı koruyan formüllerle hazırlanıyor. Sektörün ihtiyaçlarını ve taleplerini karşılamak için uzun süre önce kurduğumuz Ar-Ge birimimizde kesintisiz şekilde çalışmaya devam ediyoruz. Bugün ise kullanıcılarımıza tamamen güvenli, TPO’suz ve yüksek performanslı ürünler sunabiliyoruz.”
Reklam & İşbirliği : [email protected]